Çok üzgünüm .
Bebeğim yok artık .
Ama yine güneş doğuyor , yine her gece yıldızlar var gökyüzünde .
Herşeye rağmen hayat devam ediyor .
Sanki bana inat .
Günler geçiyor , ben dağılan parçalarımı toparlamaya çalışıyorum .
Yoğun bir umutsuzluk , bezginlik hali var üzerimde , yaptığım herşey için ; sabah yataktan kalkmak , birşeyler yemek , bazen konuşmak , geceleri uyuyabilmek için kendimi zorlamam gerekiyor.
Öyle inanmıştık , öyle heveslenmiştik ki bu defa o yüzden de çok büyük içimdeki hayalkırıklığı .
Hiçbir tanımlama , ifade şekli yetmiyor aslında acımı anlatmama .
Bir türlü iyileşmeyen bir yara var sanki kalbimde , her seferinde daha çok daha çok kanıyor .
Ben ameliyathaneden çıkmadan küçük bir tüp içinde vermişler Ahmet'e bebeği , genetik tanı merkezine götürmesi için . Kromozom analizi yapılacak , böylece O'nu neden kaybettiğimizi öğrenebileceğiz . Yaklaşık üç hafta sonra sonucu alabilirmişiz.
Bir an önce öğrenmek istiyorum , bunların başıma neden geldiğini . Artık kendimden başka da suçlayabileceğim birşey olsun istiyorum.
En sonunda aradılar , Genetik Tanı Uzmanı Ahmet Bey bizimle görüşmek istiyormuş , akşam 19:00 için randevu verdiler.
Ordan çıktıktan sonra da Necdet Bey'e gideceğiz.
Ahmet'le birlikte gittik merkeze , bizim gibi bir çok çift var , ama herkes kapalı bir zarfla verilen test sonucunu alıp gidiyor . Biz bekliyoruz . Aklımda bin türlü kötü senaryo dolaşıyor . Bebekte bir problem olduğu kesin , ama ne ?
Ahmet Bey ,düşündüğümden daha genç , ilginç , güvenilir bir doktor izlenimi bırakıyor bende.
Anneanne ve babaannelerimizden başlayarak , ailemizdeki kadınların soyağacını çıkarıyor ,didik didik herşeyi sorarak . Kaç çocukları olmuş , cinsiyetleri ne ,kaybettikleri bebek var mı ,hamileliklerinde sorun yaşamışlar mı ?
Bir taraftan cevaplıyor bir taraftan da 'neden bu kadar uzatıyor ne varsa söylesin bir an önce' diye düşünüyorum.
Adamcağızın sakin , nerdeyse kısık denebilecek ses tonu bile sinir ediyor beni .
Ama eziyetim henüz bitmedi . Bu kez sıra bize geliyor .
İlk reglim ,evlenme yaşım , ilk hamileliğimle başlayan ve bugüne kadar uzanan bir soru yağmuruna tutuluyorum .
Aldığı notları baştan sona bir kez okuduktan sonra konuşmaya başlıyor doktorumuz nihayet .
"Birbirinden farklı gelişen olaylar yaşamışsınız Deniz Hanım , o yüzden ayrı ayrı yorumlanmaları gerektiğini düşünüyorum . İlk düşüğünüz için bir çok sebep varmış gibi görünüyor . Kullanmış olduğunuz adet geciktirici bile tek başına neden olabilir . İkinci hamileliğinizde sorun bebek değil , büyüdüğü yer şassızlığınız .Üçüncüsünde ise bir parça acele edilmiş gibi geliyor bana , biraz daha beklenilebilirmiş aslında . Madem kürtaj oldunuz doktorunuzun elinde materyalde varmış , keşke o zaman yaptırılsaydı bir takım testler .
Bu bebeğinizi kaybetme nedeniniz ise Monozomi X yada Turner Sendromu denilen bir rahatsızlık .
Her normal insanda 23' ü anneden 23' ü babadan gelen 46 adet kromozom bulunur . Turner Sendrom ' lularda ise bu sayı 45 . Eksik olan cinsiyeti belirleyen kromozomlardan X .
Biraz bu rahatsızlıktan bahsetmek istiyorum . Turner Sendrom'luların tümü kız oluyor . Ama iki tane olması gereken X kromozomu bir tane olduğu için bir çok sorun yaşıyorlar doğal olarak .
Bu bebeklerin % 99' u anne karnında , hamileliğin çeşitli safhalarında hayatını kaybediyor . % 1'i doğuyor ve normal yaşam süresini tamamlıyor . Genellikle , normal zeka düzeyine sahip olmakla birlikte , algılama zorluğu ,dikkat eksikliği ve rahatsızlıklarından yada görünüşlerinden dolayı asosyal bireyler olma ihtimalleri yüksek .
Fiziksel rahatsızlıkları maalesef bu kadar hafif değil . Yetişkin olduklarında boyları 1.50 'nin altında oluyor . Böbrekleri at nalı şeklinde , ileri yaşlarda böbrek rahatsızlığı yaşayabiliyorlar . Dolaşım sistemleri problemli olabiliyor o yüzden kalp rahatsızlığı yada tansiyonlarıyla ilgili sorun yaşamaları muhtemel . Orta kulak enfeksiyonları , sık yaşanıyor ve tedavi edilmezse , işitme kaybına neden olabiliyor .
Ayrıca hiç regl olmuyorlar , yumurta üretemiyorlar dolayısıyla kısırlar . Boyunlarının arkasındaki deri daha geniş , bu duruma yele boyun deniyor . Kollar dışa doğru kıvrık olabiliyor . Eklem yerlerinde şişkinlikler sıkça görülüyor . "
"Lütfen , aklınıza takılan birşey varsa sorun . "
Turner Sendromu .
İlk kez duyduğum bu hastalık ve sonuçları beynimin uyuşmasına neden oldu . Kafamın içinde yüzlerce karınca dolaşıyor sanki . Kulaklarım uğulduyor , odayı ince bir duman tabakası ardından görebiliyorum .
Seçme şansım olsaydı , bir kızım olsun isterdim . Benim minik meleğim bir kızmış , hasta olduğu için kaybetmişim O'nu . Başka birşey düşünemiyorum .
Ahmet'in de benden bir farkı yok . Yüzümüzden okunuyor olmalı ki halimiz ,doktorumuz anlatmaya devam ediyor .
" Bu sonuç kesinlikle ; sizde bir problem olduğunun göstergesi değil . Eğer siz hasta olsaydınız az önce bahsettiğim rahatsızlıklarınız olurdu . En başta regl olamaz , hamile kalamazdınız zaten . "
Ahmet'le aynı şeyleri düşünüyor , aynı anda soruyoruz .
"Neden bebeğimiz hastaydı "
"Sorun bizden kaynaklanmıyorsa , sebebi ne bu hastalığın , ne yapmamız lazım ? "
"Henüz Turner Sendromunun sebebi bulunabilmiş değil maalesef . İstatistiklere göre her sağlıklı 5000 çiftten birinin Turner Sendromlu kızı oluyor . Emin olabilirsiniz ki ; yaptığınız yada yapmadığınız hiçbirşey buna sebep olamaz . Sizin şanssızlığınız ,ihtimal oldukça düşük olmasına rağmen , bu oranı yakalamış olmanız .
Necdet Bey'le de görüştük . Bu sonuç daha önce kaybettiğiniz bebeklerle ilgili bir veri oluşturmuyor . O yüzden sizlere de kromozom analizi yapılmasını uygun buluyoruz . Bundan sonra ki gebeliklerinizde sorun yaşama ihtimaliniz var mı , yok mu ,nasıl bir yol izleyebiliriz , netleştirmiş oluruz . "
Teşekkür edip ayrılıyoruz oradan .
Yol boyunca konuşmuyoruz Ahmet'le hiç .
Öğrendiklerimizi hazmetmek için zamana ihtiyacımız var .
Necdet Bey bizden önce öğrendiği için testin sonucu birşey anlatmamıza gerek kalmadı .
"Aslında böyle , kendiliğinden gitmesi daha iyi , ya büyümeye devam etseydi hamileliğinin ilerleyen zamanlarında farketseydik , ya doğsaydı . Çok üzüldüğünüzü biliyorum ama inanın öylesi daha zor . En azından neden kaybettiğimizi biliyoruz artık . Şimdi ikinizinde kromozom analizini yaptıralım , ayrıca senden istediğim birkaç kan testi daha var Deniz , hepsinin sonucunu aldığınızda görüşür , bundan sonra ne yapacağımıza karar veririz . "
Ayşe ile konuştuk . O'da çok şaşırdı bizim gibi , değil aklımıza gelmesi , adını bile bilmiyorduk ki bu hastalığın .
Eve geldikten sonra , ağlaya ağlaya defalarca okudum , saklamamız gereken raporu .
Uyumak istiyorum , uyumak ve herşeyi unutmak istiyorum .
Yine karmakarışık rüyalar gördüm . İçimde sıkıntıyla uyandım bu sabah .
Ayşe'yi aradım , internetten bulduklarını okudu bana telefonda .
"Her işte bir hayır vardır arkadaşım , yazık o çocuklara Deniz , ya daha büyüdüğünde kaybetseydin ya doğsaydı ne yapardık o zaman . Daha çok üzülür kahrolurduk . Düşünüp durma neden diye , yok bunun sonu , günaha girersin boşu boşuna "diyor .
Google'da bulduğum Turner Sendromu ile ilgili bütün sitelere girdim . Bir tanesindeki resim aklımda hala . Ahmet Bey'in anlattığı benim gözümde canlandıramadığım 'yele boyun' un ne olduğunu gördüm . Yedi sekiz yaşlarında sarışın , mavi gözlü , gülümseyen , küçük bir kız .Okudukça daha da çok üzüldüm .
Bir an sanki kızım doğmuş , ekrandan bana bakıp gülümseyen resim O'ymuş gibi hissettim . Boğazıma bir yumru takıldı . Gözümden gelemeyen yaşlar içime aktı .
Bebeği , çocuğu hasta olan anneler ve yavruları için canım yandı . Onlar için dua ettim .Güç ve şifa diledim Allah'tan .
Ve bir kez daha şükrettim Allah'a .
Beni karnımda büyüyen bebeğim hakkında ; doğsun mu doğmasın mı diye karar vermekten yada o minicik haliyle bir sürü hastalıkla sorunla savaşmak zorunda kalan yavruma çare olamamaktan koruduğu için ...